İsim
İsimler veya adlar; özel-genel (cins), canlı-cansız,
somut-soyut tüm varlık, kavram ve olayları karşılayan sözcükler. Sıfat, zarf,
zamir gibi sözcük grupları isim soylu sözcükler olarak kabul edilir. Türkçede
isimler genel olarak kabul edilen dört farklı şekilde sınıflandırılırlar:
Varlıkların
oluşlarına göre isimler
Varlıkların
oluşlarına göre isimler iki ayrı ana grupta incelenirler; bunlar soyut ve somut
isimdir.
Soyut
isim
Soyut
isimler veya mana isimleri klasik
tanımla beş duyu organlarıyla algılanamayan, zihinsel veya somut olarak ispatı
mümkün olmayan kavramları karşılayan isimlerdir. Sevgi, saygı, inanç, korku,
yiğitlik, cesaret, sevinç, aşk gibi.
Somut
isim
Beş duyudan herhangi biriyle
algılayabildiğimiz, kavrayabildiğimiz varlık ve kavramların isimleridir. Yani
somut varlıkları karşılayan isimlere somut isimler denir. Bu isimler, herkes
tarafından görülen, bilinen, hissedilen, cismi olan, varlığı kişiden kişiye
değişmeyen varlıkları karşılarlar. Su, toprak, ağaç, ses, televizyon, rüzgâr,
sarı, mavi, duman, koku gibi.
Varlıkların
verilişlerine göre isimler
Varlıkların verilişlerine göre
isimler iki farklı grupta incelenirler; bunlar özel ve cins isimlerdir.
Özel
İsim
Sadece tek bir varlığı karşılayan sözcüklere özel isim denir. Pamuk, Tekir,Deniz,Ankara,Karadeniz,Merve,Furkan,Nesil vb.
Sadece tek bir varlığı karşılayan sözcüklere özel isim denir. Pamuk, Tekir,Deniz,Ankara,Karadeniz,Merve,Furkan,Nesil vb.
Cins
İsim
Cins isimler, aynı cinsten olan varlık,kavram veya olguların birini,
bir bölümünü veya tamamını karşılayan isimlerdir. Odun, ağaç,kereste, masa,
saat gibi. Cins isimler özel isimlerin aksine; çoğu kişinin aklında aynı
görüntüyü (imaj) canlandırır; Örneğin Merve ismi Merve adında birini tanımayan
bir kişi için anlam ifade etmezken, koyun ifadesi çoğu kişinin zihninde aynı
varlığa karşılık gelir. Bu anlamda cins isimler daha genel bir anlam
belirtirler. Cins isimlerin görevleri;
- Canlıların genel tanımlarını karşılar; İnsan, kuş,
sürüngen, amip, v.b.
- Eşyaların tanımlarını karşılar; Masa, sandalye v.b.
- Mekân ve yön tanımlarını karşılar; Oda, sınıf, kuzey,
odunluk, sol v.b.
- Sayıların tanımlarını karşılar; On, yedi, otuz v.b.
- Akrabalık adı olur; Teyze, nine, amca gibi
- Mana isimlerinin hepsi bu kapsama girer; saygı,
ihtiras, cesaret v.b.
Yapılarına
göre adlar
Yapılarına
göre isimler üç ayrı grupta incelenir; Basit İsim, Türemiş İsim, Birleşik İsim
Basit
isim
Yapı olarak kök hâlinde bulunan
isimlere Basit İsim denir. Un, sıra, kına, ağaç, saat gibi.
Türemiş
ad
Yapım eki almış isimlere Türemiş İsim
denir. seçim, uçak, tuzluk, oduncu, vb.
Birleşik
isim
Birden fazla ismin birleşip
kalıplaşması ve yeni anlam kazanmasıyla oluşan isimlerdir:
Pamuk+kale, açık+göz, kuş+burnu,
kara+fatma, ana+yasa, uyur+gezer, can+kurtaran, beşi+bir+yerde, hanım+eli,
beş+parmak+otu
Varlıkların
sayılarına göre isimler
Tekil
isim
İsimlerin -ler, -lar çoğul eki
almamış halidir. Yalın hal de denir:
Çoğul
isim
İsimlerin ünlü uyumuna göre -ler,
-lar çoğul eki almasıyla yapılır: bulut+lar, keçi+ler, melek+ler,
Ali+ler,çocuk+lar,insan+lar
Topluluk
ismi
Biçim bakımından tekil göründüğü
halde çokluk ya da topluluk anlamı veren adlardır.
- Ordu, alay, sürü, kurultay, meclis, takım,aile,grup v.b
kelimelerdiler
Türkçede fiil
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Atla: kullan, ara
Oluş
Fiilleri
Adından da anlaşılabileceği gibi,
belli bir zamana bağlı olarak, hiç kimsenin etkisi olmadan, zaman içinde,
kendiliğinden oluşan olayları anlatan fiiller, oluş fiilleridir. Zamanla
meydana gelen olayları anlatırlar. Aynı zamanda oluş fiilleri nesne de
almazlar.
Örnek:
- İnsanlar, gün geçtikçe yaşlanıyorlar. ( Onu
yaşlanmak ifadesi olmuyor. Yani nesne almamış ve eylemin gerçekleşmesi
zaman içersinde kendiliğinden olmuştur.)
İş
(Kılış) Fiilleri
Kılış fiilerine yani iş fiillerine
(ne, neyi, kimi soruları sorulur eğer bu sorulara cevap verirse kılış fiilidir
ama cevap vermezse ya durum ya da oluş fiilidir.
Bu fiillerin gerçekleşebilmesi için
bir nesneye ihtiyaç vardır. Yani bir nesneye bağlı olarak yapılan hareketleri
anlatan fiiller iş fiilleridir. İş fiilleri ile durum fiillerini karıştırmamak
için, "onu" kelimesi kullanılır. Bu kelime, Türkçe'deki canlı veya
cansız, tüm varlık ya da nesnelerin yerine kullanılabilir.
Örnek: Şanlıurfa gezisinde
Balıklıgöl'ü gördük.
Durum
Fiilleri
Bu fiillerde belirtilen eylemi
yapabilmek için bir nesneye ihtiyaç duyulmaz. Yani durum fiilleri, nesneye
ihtiyaç duymayan fiillerdirler. Bunun yanı sıra gerçekleştirilen eylem öznenin
üzerinde gerçekleşir ve işin gerçekleşmesinde öznenin bir etkisi vardır. Durum
fiillerini bulabilmek için fiilin önüne "onu" kelimesi getirilir. Eğer
anlamsız oluyorsa o fiil durum fiilidir.
Örnek:
- Dün gece çok fazla uyudum. (nesne almamıştır ve
belirtilen eylem öznenin üstünde gerçekleşmiştir.)
Fiillere
Gelen Kip Ekleri
Haber
kipleri (Bildirme)
Zaman anlamı verirler.Haber kipleri
için, oluşun veya hareketin zaman ve şahsa bağlı olarak meydana geldiğini
bildiren kiplerdir. Bunlara bildirme kipleri de denir.
Görülen
(Bilinen) Geçmiş Zaman Kipi
Geçmişte meydana gelen, öznenin de
gördüğü olaylar anlatılırken görülen (bilinen) geçmiş zaman kullanılır.
Görülen geçmiş zaman eki fiil kök ve gövdelerine büyük ünlü uyumu kuralı ve
ünsüz benzeşmesi kuralına bağlı olarak -dı,-di,-du,-dü,-tı,-ti,-tu,-tü
şeklinde eklenir.
Fiil kök ya da gövdesi +
-dı,-di,-du,-dü,-tı,-ti,-tu,-tü
- gör - dü - m
- gör - dü - n
- gör - dü - X
- gör - dü - k
- gör - dü - nüz
- gör - dü - ler
Duyulan
(Öğrenilen) Geçmiş Zaman Kipi
Geçmişte olup da, ilgili öznenin
göremediği, başkalarından duyarak veya okuyarak öğrendiği olayları anlatmak
için kullanılır. Duyulan geçmiş zaman eki, fiil kök ya da gövdelerine
"-mış,-miş,-muş,-müş" şeklinde bağlanır.
Fiil kök ya da gövdesi +
-mış,-miş,-muş,-müş
·
Atatürk, Samsun'a çıkmış. →
Atatürk'ün Samsun'a çıktığı, bir yerden öğrenilerek anlatılıyor. Bu
sebeple öğrenilen geçmiş zaman kullanılır.
Gelecek
Zaman Kipi
Henüz gerçekleşmemiş, fakat sözün
söylendiği andan sonra gerçekleşeceği düşünülen durumları anlatırken gelecek
zaman ekini kullanırız.Gelecek zaman ekinden sonra, ünlü harfle başlayan
bir ek geldiğinde, "-k" harfi "g" veya "ğ"'ye
dönüşür. Buna ünsüz yumuşaması denir. Yani "-ecek, -acak",
"-acağ, -eceğ" şekline dönüşür.
Fiil kök ya da gövdesi +
-ecek, -acak
- Koşaca(ğ)ım
- Ben, Vikipedi'ye madde yazaca(ğ)ım.
Şimdiki
Zaman Kipi
Hareketin yapıldığı an ile, aktarıldığı
an aynı ise, şimdiki zaman eki kullanılır. "-yor" ekinde bulunan -y
harfi, ünlü daralması olayına yol açar. -y harfinin önüne gelen -a, -e geniş
ünlüleri -y harfi nedeniyle daralmaya uğrar ve -ı, -i, -u, -ü'ye dönüşür. Buna
ünlü daralması olayı denir.
·
Taşla'yor → Taşlıyor
Geniş
Zaman Kipi
Geçmişte yapılmış olan, an
itibariyle yapılıyor olan ve gelecekte de yapılması düşünülen hareketleri
anlatabilmek için geniş zaman kullanılır. Geniş zaman eki, fiil kök ya
da gövdelerine "r,-ar,-er" şeklinde eklenir. Bazen geniş zaman eki
"-ır,-ir,-ur,-ür" karşımıza çıkar. Aslında buradaki
"-ı,-i,-u,-ü" ünlüleri kaynaştırma harfidir.
Fiil kök ya da gövdesi +
-r,-ar,-er
Dilek
Kipleri
Zaman anlamı vermezler.(-sa,
-se'dir)Bir eylemin yapılması ya da bir oluşun harekatının bildirimi anlatan kiplerdir.
Dörde ayrılır.
Gereklilik
Kipi
Eyleme -meli/ -malı eklerinden
birini getirmek suretiyle yapılır. Zorunluluk, kural ve olasılıkları anlatır.
Haftada bir kitap okumalıyım.
Onu bulmalısın.
Sınavdan iyi not almalıyım.
Sınava iyi çalışmalıyım.
İstek
Kipi
Bir iş, oluş veya hareketin
yapılmasının, olmasının istendiğini belirten kiptir. Ekleri ses uyumuna göre
"-e, -a" dır.
Şimdi affını yazayım.
Şu konuyu öğreneyim.
Buradaki e harfi istek kipidir.
- öğren-e-yim
- öğren-e-sin
- öğren
- öğren-e-lim
- öğren-e-siniz
- öğren-e-ler
Fiile gelen (-sa,-se)ekleri ile
yapılır.Fiilin yapılmasını koşula bağlı olarak anlatır.Bir eylemin bağlı olduğu
durumlarda kullanılır.
Şart
Kipi
Fiili şarta ve dileke bağlayan
kiptir. Şart kipini alan fiil yalnız başına bir anlam ifade etmez. Temel
cümledeki yargının gerçekleşmesini şarta bağlayan yardımcı bir öğedir. İki
anlamda kullanılır. Fiile -sa, -se ekleri getirilerek yapılır.
Eğer, biraz çalışsa derslerden iyi not alacak
Emir
Kipi
Bir iş, oluş veya hareketin
olmasını, yapılmasını veya yapılmamasını emretmek için kullanılır. Eki yoktur.
Bir bardak su ver.
Kapıyı kapat.
Zarf (dilbilgisi)
Örnekler
|
|
Zarflar veya belirteçler; bir fiilimsinin, fiilin, sıfatın
veya başka bir zarfın anlamını yer, yön, zaman, ölçü, nicelik, soru bakımından
belirten, sınırlayan ve etkileyen kelimeler. Genellikle fiile yöneltilen neden,
ne zaman, nereye, ne kadar ve nasıl sorularının cevaplarını
oluştururlar. Aşağı, yukarı, nazikçe, çok, az, fevkalâde, en, ileri, geri,
şimdi, geç gibi kelimeler cümle içerisinde zarf olarak kullanılabilirler.
Zarf
Çeşitleri
Zaman
zarfları
Fiilde
belirtilen eylem veya hareketin ne zaman yapıldığını bildiren kelimelere veya
kelime gruplarına zaman zarfı denir. "Dün, bugün, yarın, akşam, kışın"
gibi kelimeler, cümlede zaman zarfı görevinde kullanılabilirler. Fiile sorulan
"Ne zaman?" sorusunun yanıtı zaman zarfıdır:
- O, şimdi gelecek.
Durum
zarfları
Fiillerin durumlarını anlatan; fiilde
bildirilen hareketin nasıl yapıldığını anlatan kelimelere durum zarfı
denir.Hemen hemen bütün niteleme sıfatları zarf olarak da kullanılabileceğinden
ötürü sayıları oldukça fazladır. "hızlı, tek tek, iyice, sora sora,
geze geze, böyle, şöyle gibi."
Durum zarflarının cümle içinde ayırt
edilebilmesi için, cümle içindeki fiile nasıl sorusu sorulur, alınan
cevap durum zarfıdır.
Bir fiili, birden fazla durum zarfı
niteleyebilir.
Adam, koşa koşa yanımıza geldi.
Miktar
zarfları
Fiilleri, sıfatları ve zarfları
miktar, derece, ölçü bakımından etkileyen ve sınırlayan zarflardır: biraz,fazla,
çok, daha, en, pek, az vb....
"Başarılı olmak için çok çalışmalıyım"
"Sütten az içtim."
Cümlede nicelik zarfını bulmak için
sıfat veya zarfa "ne kadar" sorusu sorulur.
Yer-yön
zarfları
Fiilleri, yer-yön bakımından
belirtirler. İsmin hâl eklerini almazlar.
Aşağı indim.
("Aşağıya" olursa "aşağıya" zarf olmaz)
Biraz öte git. ("öteye" olursa zarf
olmaz)
İleri doğru
koşmaya başladı. ("ileriye" olursa zarf olmaz)
Soru
zarfları
Fiilleri ve fiilimsileri soru
yönünden etkileyen zarflardır: neden, niye, niçin, nasıl, ne zaman, ne kadar
vb.Zarfları bulmak için sorulan soruların tamamını kapsar.
"Şehrimizi nasıl buldunuz?
"Yolculuk ne kadar sürüyor?
"Niçin gökyüzü bu kadar mavi?
"Sizin bahçeniz niye bu kadar geniş?
"Neden senin ağzın bu kadar büyük?
"Buraya nasıl geldin?
"Elbiseyi nasıl buldun?
Bazı
önemli konular
Daha önce belirtildiği üzere sıfatların
çoğu zarf olarak da kullanılırlar. "Eve yeni geldim"
cümlesinde yeni kelimesi fiilin gerçekleştiği zamanı belirtmektedir ve
zarftır. "Yeni eve geldim" cümlesinde ise evin
yeni olduğunu belirtir ve sıfattır.
Zarflar genelde fiilden hemen önce
kullanılırlar: "Fasülyeler iyice büyüdü" örneğinde
olduğu gibi. Zarfların özneden önce kullanılması "bazen" anlam
düşüklüğüne veya devrik cümleye neden olabilir. "Çok kahvehaneye
gitmeye başladın" yerine "kahvehaneye çok gitmeye
başladın" demek daha uygundur.
Son yıllarda en, çok, az gibi azlık-çokluk zarfları yerine felaket, acayip, korkunç, dehşet gibi kelimeler zarf olarak kullanılmaya başlanmıştır. "Genç kız korkunç güzel piyano çalıyordu" gibi bir cümle dilbilgisi kurallarına göre hatalıdır. korkunç yerine çok veya oldukça gibi çok daha uygun bir zarf kullanılabilir.
Zamir
Zamir veya adıl, isim olmadığı halde cümlede varlıkların
adları yerine kullanılabilen ve adların yerine getirdiği tüm işlevleri yerine
getirebilen isim soylu kelime. Ben, sen, o, biz, siz, onlar; kendim, kendin,
kendi, kendimiz, kendiniz, kendileri; bu, şu, o; kim, ne; biri kelimeleri
zamirlere örnek gösterilebilir.
Anlamlarına
ve görevlerine göre zamirler
Şahıs
(kişi) zamirleri
Kişi adlarının yerine kullanılan ben,
sen, o, biz, siz, onlar, bunlar gibi kişi adının yerine geçen sözcüklerdir:
"Bunu ancak ben yaparım."
"Yarın onlara da uğrayacağız."
Şahıs zamirlerinin belirtme
sıfatlarından olan işaret sıfatları ile karıştırılmamaları gerekir. İşaret
sıfatlarından sonra bir isim gelir ve sıfat tamlaması oluşturur. Şahıs
zamirleri ise tek başına anlamlıdır.
"O, bu işe ne diyecek dersin?" (şahıs zamiri)
"O çocuk seni bu hale getirdi." ("hangi çocuk" sorusuna yanıt niteliğinde olan
"o" işaret sıfatıdır)
Dönüşlülük
zamiri
Cümledeki eylemin, özne tarafından
bizzat yapıldığını bildiren, vurgulayan zamirdir. Dönüşlülük zamir kendi
sözcüğü ve iyelik eki almış halleridir: kendim, kendin, kendisi, kendimiz,
kendiniz, kendileri. Dönüşlülük zamiri bazı kaynaklarda şahıs zamiri
olarak geçer.
Ödevlerini kendin yapmalısın.
Kendi zamirinden sonra bir isim
gelirse kelime grubu isim tamlamasına dönüşür ve kendi, "tamlayan"
olur.
Ankara'ya kendi arabamla gittim.
İşaret
zamirleri
Varlıkların yerini gösteren
zamirlerdir: "bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar, beriki, öteki, orası"
vb. Yakındaki varlıklara işaret ederken bu ve bunlar; biraz
uzaktaki varlıklara işaret ederken şu ve şunlar; en uzaktaki
varlıklara işaret ederken o ve onlar kullanılır:
"Şunu deneyeyim, bu biraz küçük
geldi."
- Buna, şuna, ona, öteki, beriki, böyle, şöyle, öyle kelimeleri de işaret zamiri olarak kullanılırlar:
"Şuna bak, kendini bir şey sanıyor!"
"Gel de böylesi ile ortaklık kur..."
"Öteki daha güzeldi, keşke onu alsaydık."
- O ve onlar
insanlar için kullanıldığında "şahıs zamiri" olarak
adlandırılırlar:
"Ahmet'i soruyorsan, o yarın burada
olacak." (şahıs zamiri)
"Onları en alt çekmeceye koy." (işaret zamiri)
- Bu, şu, bunlar, şunlar işaret zamirleri şahıslar için de kullanılabilirler.
"Karşı takımı bunlarla mı yeneceğiz?"
"Şu, daha uzun duruyor."
- İşaret zamirleri belirtili isim tamlamalarında tamlayan
veya tamlanan olarak kullanılabilirler:
"Bunun sonucuna katlanacaksın." ("bu" tamlayan)
"Öğrencinin böylesi insanı çileden
çıkarır." ("böylesi" tamlanan)
Soru
zamirleri
Cümlede adların yerine kullanılan
soru sözcüklerine soru zamiri denir. Soru zamiri ile oluşturulmuş soru
cümlelerinin cevabı yine bir isim veya zamirdir.
"Nereye gidiyorsun?" (Ankara'ya, okula, ona vs.)
"Dolaptaki tatlıyı kim bitirdi?" (Nazan, teyzem vs.)
"Hangisini giyeceksin?" (şunu, bunu, uzun kollu olanı vs.)
"Ödülü kime verdiler?" (sana, Orhan Pamuk'a vs.)
- Bazı soru zamirleri cümledeki eylemi etkilediklerinde
"soru zarfı" olurlar:
"Ne aval aval bakıyorsun, yesene!" (soru zarfı)
"Yarın ne giyeceksin?" (soru zamiri)
- Bazı soru zamirleri cümledeki isimleri nitelediklerinde
veya belirttiklerinde "soru sıfatı" olurlar.
"Hangi kalem seninki?" (soru sıfatı)
"Hangisi senin?" (soru zamiri)
- Soru zamirleri bir belirtili isim tamlamasında tamlayan
veya tamlanan olarak kullanılabilirler:
"Bunların hangisi sana vurdu?" ("bunlar" işaret zamiri ve tamlayan,
"hangisi" soru zamiri ve tamlanandır)
"O çocuk babanın nesi oluyor?" (tamlanan)
"Kimlerin kalbi daha sağlıklı, belli
olacak." (tamlayan)
Belgisiz
zamirler
Cümlede varlıkları isim, sayı,
miktar ve ölçü yönünden belli belirsiz karşılayan zamirlere belgisiz zamir
denir: Hepsi, kimse, tümü, herkes, hepimiz, kimisi, kimileri, kimi, biri,
birisi, birileri, birkaçı, bazısı, bazıları, çoğu, birçoğu, birçokları,
başkası, birazı, fazlası, bir kısmı, şey vb gibi:
"Dünkü eğlenceye kimse gelmemiş."
"Kimi rakı sever, kimi şarap."
"Başkası görse, seni kesin rapor ederdi."
"Bana aklı başında birisini gönder."
- Belgisiz zamirler bir isim tamlamasında tamlayan
veya tamlanan olarak kullanılabilirler:
"Herkesin iyiliği için böyle olması
gerekiyor." (tamlayan)
"Çocuklardan birkaçı firar etmiş." (tamlanan)
- Şahıs ve işaret zamirleri ikileme oluşturacak şekilde
birlikte kullanılırlarsa, "belgisiz zamir" olurlar:
"Onun bunun lafıyla dolduruşa gelme."
"Seni beni dinler mi o hınzır."
"O bu ne derse desin, Rıza Bey
bambaşkadır."
- "Şey"
sözcüğü varlıkların adlarını veya diğer zamirleri belli belirsiz
karşıladığından belgisiz zamirdir:
"Bugün pazardan şey aldım."
İlgi
zamiri
İlgi zamiri eki -ki'dir.
Senin çizimin benimkinden çok daha güzel oldu. (benim çizimimden)
- İlgi zamiri, bağlaç olan ki ile
karıştırılmamalıdır. Bağlaç olan ki ayrı yazılır ve kaldırıldığında
cümlenin anlamı pek değişmez. İlgi zamiri kaldırıldığında ise cümle ya
devrik hale gelir ya da apayrı ve kastedilmeyen bir anlam kazanır:
"Her gün gel ki bir şeyler öğrenesin." (bağlaçtır)
"Ne ki bu?" (bağlaçtır)
"Evimizinki akıyor." (evimizin çatısı, suyu vs. -ki kaldırıldığında cümle
anlamsız hale gelir.)
- İlgi zamiri, isimden sıfat türeten -ki eki ile
de karıştırılmamalıdır. Genellikle ilgi zamiri olan -ki'den önce -im,
-in gibi aidiyet bildiren ekler gelir. Sıfat türeten -ki eki ise
doğrudan bir isime eklenir,
ve ilgi zamiridir, ikincisi ise
sıfat türeten bir ektir)
"Yarınki yarışmaya katılıyor musun?" (-ki isimden sıfat üretir)
"Yarınki çok zorlu olacak." (yine "yarınki yarışma" kastedilmektedir ancak
tamlanan kelime olan yarışmanın görevini -ki ilgi zamiri üstlenmiştir)
İyelik
zamirleri
İyelik zamirleri -im, -in,
-i, -imiz, -iniz ve -leri'dir. Bu ekler Türkçedeki
ses kurallarına göre ufak değişikliklere uğrayabilirler.
Kitabını
masanın üzerine koy. (-ın)
Evinizi
buradan görebiliyorum. (-iniz)
İyelik zamirleri bazı kaynaklarda
zamir olarak kabul edilmezler.
Yapılarına
göre zamirler
Basit
(yalın) zamirler
Yapım eki almamış, kök durumunda
olan zamirlerdir. Sadece çekim eki alabilirler: ben, anne, bunda, bazıları,
kim, onlardan, onudaonda,şunda, sana vb gibi.
Bileşik
zamirler
İki sözcüğün birleşiminden veya bir
arada kullanımından oluşmuş zamirlerdir: birçoğu, birkaçı, hiçbiri vb.
Öbekleşmiş
zamirler
Birden fazla ayrı kelimenin anlam
ilişkisi oluşturacak şekilde öbekleşerek meydana getirdikleri zamirlerdir: Öteki
beriki, falan filân, şundan bundan, şu bu, her biri, herhangi biri, ne kadarı
vb.
Ek
halindeki zamirler
Ek halindeki zamirler sonuna
geldikleri sözcükleri zamire dönüştürürler. Türkçede ek halindeki zamirler ilgi
zamiri "-ki" ve iyelik zamirleridir.
Edat
Edat veya ilgeç, farklı tür ve görevdeki sözcükler ve kavramlar arasında anlam ilgisi kurmaya yarayan dil bilgisi öğesidir. Edatların tek başlarına anlamları yoktur; ancak diğer sözcüklerle birlikte, cümle içinde görev kazanırlar. Türkçede kullanılan başlıca edatlar:
- gibi
- kadar
- sanki
- için
- ile
- -den dolayı
- -den ötürü
- -den beri
- -mek üzere
- -e karşın
- -e doğru
- -e değin
- denli
- -den öte
- -den sonra
- -den önce
Başlıca edatlar ve kullanımları
İle
Ek biçiminde de yazılabilen bu edatla oluşturulan edat öbeklerinin başlıca kullanımları şunlardır :
İşin, eylemin, hangi araçla (vasıtayla) yapılacağını, yapıldığını bildirebilir. Örnek :
"İstanbul’a uçakla gideceğim."
İşin, eylemin kimle yapıldığını, yapılacağını bildirebilir. Örnek :
"Bu oyuncağı küçük kardeşimle yaptım."
İşin, eylemin nasıl yapıldığını, yapılacağını bildirerek durum zarfı olabilir. Örnek :
Çocuk, büyük bir sevinçle yanıma geldi.
Durum Zarfı
İşin, eylemin nedenini bildirerek edat tümleci olabilir. Örnek :
Arabanın devrilmesiyle yol trafiğe kapandı.
Türk Dillerinde Edat kelimesi
"artınçı" , Tuva Türkçesi
"tatak", Çuvaş Türkçesi
"şılav", Kazak Türkçesi.
Bağlaç
Bağlaçlar veya rabıt edatları, sözcükleri, sözcük gruplarını veya cümleleri biçim veya anlam yönüyle birbirine bağlayan edatlardır: ve, veya, ile, ama, de (da), ancak, belki, çünkü, eğer, hâlbuki, hiç değilse, ise, ki, lâkin, meğer, nasıl ki, öyle, öyle ki, sanki, şu var ki, tâ, üstelik, yahut, yalnız, yani, yoksa, zira gibi. İfadeleri, ilgi ve önem sırasına koyarak düzenlememize yardımcı olurlar.
Bağlaçların kendi başlarına anlamları yoktur. Yer aldıkları cümlenin çeşitli bölümleri arasında anlam ve biçim bakımından bağlantı kurarlar. Cümlelerde sıralama bağlaçlar sayesinde yapılır. Cümleler arasında konu ve anlatım bütünlüğü sağlamak için kullanılırlar.
Yapılarına göre bağlaçlar
Yalın bağlaçlar
Yalın bağlaçlar, herhangi bir ek almamış ya da bir sözcükle birleşmemiş basit sözcüklerdir. Kök halindeki ve, ama, ile, eğer, de, hem, yani gibi sözcükler bu tür bağlaçlardır.
Türemiş bağlaçlar]
Türemiş bağlaçlar, isim ya da fiil soylu sözcüklerden türetilmişlerdir: üstelik, örneğin, kısacası, gerçekten, anlaşılan vb. gibi.
Bileşik bağlaçlar
Bileşik bağlaçlar öyleyse, yoksa, nitekim, sanki, oysa, kim bilir gibi sözcüklerdir ve bunlar iki ayrı sözcüğün birleşmesinden oluşur. Bileşik bağlaçları oluşturan sözcüklerin her zaman bağlaç türünden olmaları gerekmez. Örneğin kim bilir bağlacındaki "kim" zamir, "bilir" ise bir çekimli fiildir. Sanki bağlacı ise "san" (san-mak) fiil kökü ile "ki" bağlacının birleşmesinden oluşmuştur.
Öbekleşmiş bağlaçlar
Öbekleşmiş bağlaçlar ayrı ayrı sözcüklerin bir arada kullanılmasıyla ortaya çıkar. Bazen ya da, hem de gibi iki bağlacın yan yana kullanılmasıyla da öbekleşmiş bağlaç oluşabilir. Bazen ki bağlacıyla birlikte bir bağlaç öbeği oluştuğu da olur; nerde kaldı ki, değil mi ki böyle oluşmuş bağlaçlardır. Başka bir deyişle, sözün kısası, bir bakıma gibi tamlamalar bağlaç işlevi de görürler. Gel gelelim, ne bileyim, zorla değil ya gibi bazı kısa cümleler de kalıplaşarak bağlaç niteliği kazanabilir. Öbekleşmiş bağlaçlardan yinelemeli bağlaçlar da çok yaygın olarak kullanılır. Bunlara ya ... ya ..., hem ... hem ..., ister ... ister ..., gerek ... gerek(se) ..., ne ... ne ..., ama ... ama ... gibi bağlaçlar örnek gösterilebilir. Örneğin:
"ister gel ister gelme", "ya bugün gel ya yarın", "ne sevdiğin belli ne sevmediğin".
Ünlem
Başlığın diğer anlamları için Ünlem (anlam ayrımı) sayfasına
bakınız.
Sevinç, üzüntü, kızgınlık, korku, şaşkınlık gibi duyguları belirten, doğa seslerini yansıtan veya bir kimseyi çağırmak için kullanılan sözcüklere ünlem denir. Ünlemler tek başına kullanıldıklarında genelde bir anlam ifade etmezler.
Türkçe'de Ünlem Olan Sözcükler
Türkçe'de ünlem olan sözcükler temelde ikiye ayrılırlar:
- Bir Kimseye Seslenmeye Yarayan Ünlemler: Be,eee,ha,haydi,hı,hey,hişt gibi.
Örnek: Oradan çekilsene be!/Ha,
evet, anladım!/Hişt, buraya bakar mısın?
- Sevinç, üzüntü, kızgınlık, korku, şaşkınlık gibi duyguları belirten ünlemler: A, aaa, aman, bravo, ay, ey, eyvah, hoppala, oh, oooh, of, üf gibi.
Örnek:Ay, başım çok ağrıyor!/ Hoppala,
bu da nereden çıktı!/Vah vah, evlerine hırsız girmiş.
doğru düzgün cümle yazın
YanıtlaSildoğru düzgün cümle
SilGeç kaldım galiba biraz.
Siladam okulu bitirmiştir baya geç kaldın be :d
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilBir dahisiniz Führerim.
Silİsrail'e ne zaman bomba atacaksın Führer'im
Silçok güzel olmuş sözlüm için çok yararlı oldu.
YanıtlaSilÇok yararlı oldu teşekkürler!
YanıtlaSilBela vəziyyətin icinə soxum
YanıtlaSilOhhhh!be burda yazılan kelimelerin hepsini eksiksiz yazdım elim kırıldı
YanıtlaSilÇok tesekkurler
YanıtlaSilSaolunnnnnnnnnnnnnm
YanıtlaSilgüzeldi emeğinize sağlık
YanıtlaSilCok tesekkür ederim
YanıtlaSilCok yarari oldu tesekkurler
YanıtlaSilellerinize sağlık çok güzel anlatılmış
YanıtlaSilBeynim yandi
YanıtlaSilTesekkurler
YanıtlaSilçok teşekürler! :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim
YanıtlaSilBole yazarlari
YanıtlaSilSeviyorum
İdollerim
Krallar ya!
Peki
İdol niteliginde yazarlarim
Çok seviyoruz teşekkür ederim
Kes
SilÇok güzel olmuş Allah sizden bir milyar katrilyarler kere razı olsun taşaklarını jurban
YanıtlaSil